Hatırlıyorum...
Henüz okula başlamadan, küçük yaşlarımda hafızamda yer etmiş bir kaç çeşit anı. Çeşit diyorum ya! acısı, tatlısı, tuzlusu ne derseniz deyin...
Okula başladığım ilk gün, zırıl zırıl ağlayan kara kaşlı esmer kızın gözyaşlarıyla ıslanan siyah saçlarını hatırlıyorum. Okul korkusuydu ondaki, benim hiç bilmediğim... Adı da aklımda Gülcan! Ben Gülcan diyeyim siz ne derseniz deyin....
Kısacık saçlarım vardı. Pembe bir kurdelayı süs olsun diye takmıştım. Henüz birinci sınıftım ve o gün bayramdı. Üzerimde en güzel elbisem vardı. Diğer çocuklarında en güzel giysileri! Mevsim bahardı ve çocuklara bayramdı.
Belediye binasının önünden yürüyüşümüzü hatırlıyorum gururla, ayaklarımızı ''rap rap'' adımlarla yukarı çekişimiz... Sonrasında arkamızda ki sınıfın öğretmeni olan annem. Ne kadar gençmiş...
Elinden tuttuğu sarı, kısa saçlı, afacan kız, kardeşim...
5. sınıf öğrenciler var. Üçetekler giymişler, omuzlarında meşhur Kızılhisar testisi.... Ne kadar alımlı, vakur yürüyorlar ve ne kadar büyükler. Oysa 5. sınıflar ve ablalar ve abiler....
Yıllar sonra anneme soruyorum. Yine çocuk halimle, çocukca bilmediğim sorulara vevap arıyorum...
''Anne! Hani bi bayram vardı? Biz hep elbise giymiştik, en güzel elbiselerimizi...''
''23 Nisandı'' diyor annem...
''Hayır yaaa! 23 Nisan olsa bizde hep aynı kıyafet giyerdik, gösteriler yapardık!''
Evet, köydeydik ve imkanlar elvermediği için biz 1. sınıflar en güzel giysilerimizi giymiştik, en güzel çocuk bayramına...
Sonraki yıllarda tek tip kıyafetlerle gösterilere katıldık. Ve yine imkanlar elvermediği için seçeneğimiz olmayan, pek beğenmediğimiz gösteri kıyafetleri giydik...
Ya biz çok zevkliydik cıvıl cıvıl giysiler isteyen ya da öğretmenler çok zevksizdi. Halen o fotoğraflara baktıkca gülesim gelir.
Nice 23 Nisanlı anılara ve nice 23 Nisanlara... gururla.