29 Mayıs 2003
Ayın 29'u olalı yarım saat oldu. Dün benim için çok güzel ve anlamlıydı. Annem ve babam yanımda ben ve bebiş için geldiler.
BU bebek beni kandırıyor, her akşam doğum sancıları çektirip sonra vazgeçiyor sanki doğmaktan.
Ne olur doğ artık!..ama lütfen karanlığa kalma. Güneşin aydınlığında doğ!..
Adın henüz belli değil. Adsız doğabilirsin ama sana muhakkak güzel bir isim vereceğim. Sana Egemen ismini vermekten vazgeçtim.
Şimdilik bu kadar. Son iki gün doğumuna. Belki bugün doğarsın ha!?
Saat sabahın 5'i oldu. Uyandım. Belim çok ağrıyor. Galiba doğum yakın. Muhakkak banyo yapmalıyım. Bu ağrılar geçmeyecek gibi.
Karnım acıktı, keşke saat 8 falan olsa ve herkes uyansa. Millet mışıl mışıl uykuda ve bense ne yapacağımı bilmeden sadece yazıyorum.
Ne olur bugün doğ artık!!
Ve doğdun...
Sen 29 Mayıs 2003 tarihinde tombik mi tombik olarak dünyaya geldin Levent bebek.
Çok kolay doğdun. Bana aylarca çektirdiğin tüm sıkıntı ve sancılara rağmen kolay doğdun. Teşekkür ederim.
Sen güneşe doğdun, yağmurla geldin Levent bebek. Çok ama çok ağladın, doymadın. Ebe fincanda mama hazırladı geldi sana. Onu çay kaşığıyla nasıl içişin vardı hiç unutmayacağım.
Baban bugün sana hazır mama aldı. Biraz pahalı maman ama sanırım hem beni emecek, hemde mama alacaksın. Bu kadar obur olacağını tahmin etmemiştim.
Abin güneyin huzurunu, sen kuzeyin asiliğini aldın. Onun mülayim huyunun yanında senin ki asi, vurdumduymaz, dediğim dedik...
Hiç abin gibi değilsin. Sanırım karadenizin havasından ve suyundan.
Bugün okuldasın ve günlerden Cuma. Yarın doğum günün olduğunu bilmeden geleceksin eve.
Sana özel bir kutlama yapmayı, Ordu'nun en güzel pastanesinden pastanı almayı çok isterdim. Ama bu bu sene mümkün değil. Artık benim yaptığımla idare edeceksin. Telafi edeceğim ama, söz veriyorum.
Ömrün boyunca hep sağlıklı, başarılı ve mutlu ol oğlum. Biz hayatınızda olmasak bile abin ve sen birbirinize asla sırt çevirmeyin.
İyi ki doğdunuz. Sizi seviyorum.
Güliz