1 Haziran 2010 Salı
BİR GÜZEL YÜREKTİR SUNAYIM
Ordunun Dereleri Fon Müziği
Elinde ki max dondurmayı yalarken beni farketti ve gülümsedi...
''Aaa! güzel ablam, sende mi buralardaydın?''
Oğluyla trafiğe kapalı sokakta, ortasında çiçekler açmış ve etrafı oturulacak şekilde dizayn edilmiş bankta oğluyla oturmuş dondurma yiyordu Sunay.
Ne vakit Ordu'ya insem muhakkak görürdüm O'nu. Bazen yalnız, bazen boyundan büyük oğluyla.
Ve ne vakit rastlaşsak ''güzel ablam'' der bana. Hiç adımı söylediğini duymadım.
Bundan dört sene evvel, ramazan ayında, pazarda karşılaşmıştık ilk. Levo henüz küçüktü ve ben evde çok sıkılmıştım. O yıl Ordu'da oturuyorduk ve evimin hemen arka tarafına cumartesi pazarı kuruluyordu. Oğluşu hazırlayıp pazarın kalabalığına karıştım bende.
Önümden giden kısa boylu kadının krem renk pardesüsü yerleri süpürüyordu. Elleri poşetlerle doluydu ve yürüyüşünden bu poşetlerin ne kadar ağır olduğu anlaşılıyordu.
Bir kaç esnaf kadına seslendi ''taşıyabileceğin kadar alsana yav bacım''
Hiç aldırmadı. Ne çiselemeye başlayan yağmura, ne de esnafın azarlar tondaki bağırmasına...
''Teyzecim! birazını bana verin, ben taşıyayım'' derken O yüzünü bana çevirdi.
Şaşırdım!
Benden yaşça küçük bir kadın...
Verdi poşetleri elime. Oğluşun minik elleri, O'nun minik elleriyle buluştu ve evine doğru yürüdük. Ben biraz hızlanınca ''güzel ablam bekle!'' diye seslendi...
Ben yine hızlandım o yine seslendi ''güzel ablam''...
Üç katlı bir apartmanın önüne geldik. Demir kapıdan içeri girdiğimizde o çoktan kilitlemeye bile gerek duymadığı, bodrum kattaki evinin kapısını açmıştı bile.
İçerisi, fakirlik!...
içerisi yokluk!..
içerisi nem!...
Bilmem ki burda nasıl yaşanırdı? yaşanabilir miydi?
Yaşıyordu işte Sunay. Mecburiyetten yaşıyordu. Eşinden ayrılmış, 6 yaşında ki oğluyla yaşıyordu. Pencereler kaldırıma bakıyordu. Pencereler insanların adımlarını gözlüyordu...
Epeyce oturdum. Oğlu topaç gibi bir çocuk. Öyle güzel bakmış ki...
''iki gün sonra oğlumun doğum günü güzel ablam'' dedi
''Bende sevinsin diye muz aldım''
Müsade isteyip çıkarken haberi yoktu yarım saat döneceğimden.
Elimde ki doğum günü pastası ve Sunayın yüzündeki gülümseme...
Hiç unutmam.
''Gidiyoruz artık Sunay'' dedim o dondurmasını bitirmek üzereyken...
''Tayin çıktı, ben memlekete, eşim doğuya gidiyor''
Üzüldü, gözleri doldu.
Eğildim ve sarıldık birbirimize. Gitmeden uğrarım sana dedim.
''Beklerim güzel ablam'' dedi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yüreği güzel kadın... kaleminden dökülenler de yüreğin kadar güzel newbaharım.. Şu yeryüzünde seni sevmeyecek bir varlığın yaşadığını düşünemiyorum.. Başkaları için düşündüğün tüm iyilikler başına yağsın ...
YanıtlaSilOff yüreğimm....
YanıtlaSil"Açılmış yine nevbahar erişmiş gülü gülşen
YanıtlaSilÇerağan vakti gelmiş lalezarın didesi ruşen"
Kelimelerin senin yüreğini anlatıyor gülüm sevgilerimle.Tontini
Yüreğin öyle güzel ki,
YanıtlaSilBak bir şekilde buluyoruz birbirimizi.
Ben seni çok seviyorum.
Bunu iyi biliyorsun zaten.
Ezgimmm demek en çok sana yakışıyor.
Ezgin olayım hep...
ne güzel bir anlatım güzel yürekli arkadaş duygulanarak okudum yazını ne çok sunaylarımız var aslında çevremizde sevgiler..
YanıtlaSilSımsıcak sözcükler yüreğinden süzülüp dökülmüşler...
YanıtlaSilIşığın her yanı nasıl da güzel aydınlatıyor...
Her şey gönlün kadar güzel olsun canım...
sevgilerimle
Bazılarının masalarında süs gibi duran muz veya benzerleri, bazılarının erişemiyeceği yiyeceklerdir.
YanıtlaSilBunu gören güzel yürekler de böylesine ezilir.
Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Sevgi dolu satırları bir çırpıda okudum.
Sevgiler.
ooof ya benimde gözlerim doldu...sen ne tatlı bir ablasın yaa.Allah her gittiğin yerde senin karşına senin gibi güzel yürekli insanlar çıkarsın...
YanıtlaSilselam ve dualarımla....
Zalım dünya...
YanıtlaSilİçerisi, fakirlik!...
içerisi yokluk!..
içerisi nem!...
19 yıl yaşadım, çektim,yönettim bu filmi..
Şimdi şükürr..
Merhaba Güzel Ablam!
YanıtlaSilHep güzel yüreklerle karşılaşan ve güzel yüreklerle dostluk kuran kullarından olmak arzu ve umuduyla
Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.