10 Mart 2010 Çarşamba
KÖYÜN DİNLENDİREN VE DOYURAN RUHU
Köyün tertemiz havası, ruhunu dinlendirir insanın...
Toprak evlerin yağmurla kucaklaştığı anlarda burcu burcu toprak kokusu sarar havayı. Bazen olur o toprak kokusuna mis gibi somun ekmeklerin kokusu eşlik eder...
Toprak fırınlar yakılır önce ve ısınması beklenir. Fırın ısına dursun, sabahın kuşluk vakti yoğrulan hamurun mayası gelmiştir artık. O hamur ki taşar gibi olur hamur teknesinden, hazırdır bir çift nasırlı el tarafından ekmek haline gelmeye.
Toparlak toparlak olan hamur kara tepsilerde yerini alır, bakmayın tepsilerin karalığına siz pis zannedip yememezlik etmeyin pişen ekmekleri, o karalık fırında yanan samanların isini temsil eder. Zaten bir o kara tepsi birde toprak fırın, somunların lezzetine lezzet katar...
Sımsıcak, yeni çıkmış ekmeklerin içini şöyle bir açmayıp taze yayık tereyağı ve çökelek peyniri koymazsan gücenir ekmek...
Yanında başka bişey aramaz insanoğlu o an. Hem ruhu doyar, hemde midesi...
Köylerin olmazsa olmazıdır bu toprak fırınlar...İllaki her evin avlusu içinde olacak.
Kimi fırınlar yağan yağmura karşı duramaz çöker bir kaç yıl sonra. Ev sahibesi ekmeksiz mi kalsın! çalıverir komşusunun kapısını, elbirliğiyle yeniden dile gelir somunlar.
Siz siz olun yolunuz herhangi bir köye düşerse ve hangi evin avlusunda böyle bir fırına rastlarsanız bir selam sabahı esirgemeyin evsahibesinden. Muhakkak arsızlık edip isteyin fırın ekmeğini. Verir elbet gönlü bol, eli bol köyüm insanı.
muhabbetle...
Çayı & Kuş Sesleri
Yükleyen kutahyafotolar. -
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayın Esmir,
YanıtlaSilMüthiş bir gözlem yazısı sanki köyümde sandım birden bire kendimi.. Eliniz kolunuz dert görmesin..
Köye her gidişimde tüten baca arardım gökyüzünde kim olduğunu düşünmezdim bile hoş benim sıcacık tandır ekmeğini sevdiğimi tüm köy halkı bilirdi duman gözlemlememede ihtiyaç bırakmazlardı işitilirdi zaten amca-dayı-komşu-ağabey gibi söylemler takılarak gelmiş diye hemencek ya çağırırlardı kurdukları sofraya yada güzel bir bohça ile sıcacık ekmekleri gönderirlerdi yememiz için bize.
Yöremizde yoğurt aşına katılan ağızda mayhoş bir tat bırakan maydanoza benzer bir bitki olan adına bizim oralarda "aşotu" buralarda "kişniş" dediğimiz o otu sıcack ekmek arasına çeçil (çökelek) peynirle yayarak yemek yokmu doyum olunmazdı tadına.
Yok yok yazın ben gitmeliyim köyüme özlemişim demek ki o tadı güzel sıcacık ekmekleri, feci canım çekti.
Keyif veren bir yazı okudum sayenizde elinize sağlık.
İyi geceler diliyorum.
Sonsuz saygılarımla
İlk ziyaret sizden bu gece. Çok teşekkür ederim. Şu sizin aşotu, yemekteyiz proğramnıda da epey tartışılmıştı:) Demek kişnişin diğer adı aşotu.
YanıtlaSilÇökeleğede çeçil diyorsunuz öyle mi. Ne güzel. Sayenizde bende yeni birşeyler öğrendim.
Saygılar benden size, iyi geceler.
Sevgili Newbahar,hayatta hiçbir şeye tiryaki olmadım.Bağlanmaktan çekinirim.Ama korkarım ki sizin yazılarınıza bağlanacağım.Yazınızı okurken dinlendiren müziğiniz,yöresel videolarınız ve şu köy yaşantısı tanımlarınız beni çocukluğuma götürdü.
YanıtlaSilBiz aile olarak biraz yarı köylü yaşıyoruz zaten.Ben yufka ekmeksiz bir hayatı düşünemiyorum.Onun için fırsat yaratıp,üretiyoruz yufkayı.Sadece bu işler için dörtyüz Km den fazla yol katediyoruz.Yufkaları ve benzeri köy ürünlerinden getirebilmek,faydalanabilmek için araba değiştirdim inanın.Zira binek tipi arabalarda bu mümkün olmuyordu.
Çok güzel yazmışsınız.Gönlünüze sağlık.
Sevgiler.
En büyük hayalim...Kızlarımı üniversiteye gönderip, bu muhteşem huzuru, isli tepsileri, sapı samanı hayatıma katmak. Kuş sesleri de harika ellerine sağlık be Baharım.
YanıtlaSilGidesim geldi yine. Koşarak ulaşsam bir köye, dinlendirsem ruhumu.
YanıtlaSilElinize sağlık.
Ne güzel dile getirmişsiniz kırsal yaşamı... İçimi bir özlem kapladı bak... Kaleminize, yüreğinize sağlık...
YanıtlaSilsevgili newbahar ben köyleri iyi bilenlerdenim giderdim çocukluğumda köylere hadi uyanın öğlen oldu derdi anneannem halbuki güneş yeni doğmuştur onlar çok tan kalkmış ekmeği tandıra vermişlerdir bilesıcak sıcak içine tereyağ sürer dediğin gibi taze çökelek le mis gibi kokardı ben tereyağını yerken akmasını isterdim çok bol sürerdim o zamanlar her şey boldu yazları köye giderdi anneannem bahçesine bağına bakmak ekip biçmek için iyiki yaşamışım onları diyorum belkide o köy özlemiyle köyde bir ev yaptırdım sık sık giderim ama tandır henüz yok yaptırmayı düşünüyorum ...yıllar önce görev yaptığım bir ilde bir hanım bahçesindeki tandırda ekmek pişiriyordu hemen elimdeki ekmekle değiştirmek istedim kadın okadar sinirlendiki elime 2 tandır ekmeği tutuşturdu git başımdan bir daha olmasın çok ayıp ekmekle ekmek değişmez dedi. insanımız öylede bonkördür gittim yine yazınla yıllar öncesi yaşanmışlıklarıma çok teşekkür ederim newbaharcığım bana güzelliklerimi hatırlattığın için sevgiler...
YanıtlaSilSayın Newbahar,
YanıtlaSilÖnce Şu değişik isimle hitap etme konusunda beni bağışlayın, yaşlılığıma verin sabah sabah okuduğumda tuh tuh dedim ama yapacak bir şeyim yoktu özrümü dileyip bağışlanmamı bekleyecektim.
Kavga programında tartışıldımı bilmiyorum ama evet kişnişin bizim yörede ki adı AŞOTU.
Evet aynen öyle Çökeleğin bizdeki adı ÇEÇİL ama bizdeki çeçil böreklere konulmaz tel tel uzunluktadır bunun tulumda saklanılanları yeşil renge bürünürkü o zaman tadına doyum olunmaz. Büyüklerimiz özellikle yememizi istediklerinde renginden dolayı irkilirdik beyaz yerine yeşil peynir ve derlerdi ki panzehir bu yerdik evet hücrelerin çalışmasını sağlıyormuş sonradan öğrenmiştik.
Sevgi ve saygılarımla
Sayın Haykırış Abicim, isimlerin ne önemi var ki...Sonuçta çoğumuz takma isim kullanmaktayız.
YanıtlaSilBen takılmam böyle karışıklıklara vede gücenmem. Aldırmam yani.
Vakit hayli geçti, hepimiz yorgunduk. Olur böyle karışıklıklar, önemli olan yazılanlar değil mi?
Sevgiler
Daha geçen Gülnaz teyzem tandır ekmeği verdi,tereyağlı:))))
YanıtlaSilYazdıkların bir parçam sanki...
İyi anlayanlardanım yazdıklarını.
Sevgiler
duman tüter tandır bacalarında
YanıtlaSilekmek evirir anam sac başında
babaannemi sorma
o da ekmek tahtasısın da
kaynana açar gelin evirir(pişirir)
bense büyük bir heyecanla
bana yapılacak çöreği baklerdim
çocuk çağımda
bahar bir insan geçmişine ancak böyle bir anlatımla götürülürdü teşekürler arkadaşım
Sevgili Nevbahar sıcak hiç bir şeyi yiyemem de içemem de ama öyle güzel anlatmışsınki canım ekmek ve tereyağ çekti karnım tok ama bir dilim yedim sıcak değildi ama sanki o ekmeğin kokusu geldi yüreğine sağlık arkadaşım çok güzeldi sevgiler.
YanıtlaSilMerhaba Newbahar, ben bu güzel yazıyı kaçırmışım Panelden öğeleri izlerken rast geldim ve baktım, okuduğum bir yazı değildi.
YanıtlaSilBizlerde de sıcak ekmeğin arasına tereyağ sürülür ve kendi bastığımız tulum peyniri konularak yenilir. Ama bizim köylerimizde böyle somun ekmek yapmak için fırınlarımız yoktur. Daha doğrusu biz de öyle somun ekmek gibi ekmek yapmazlar. Biz de hep yufka ekmek yapılır. Bizler de fırından yeni çıkmış sıcak francala ya da somun ekmeği yağ ve peynirle besleyerek yeriz. Sizin köylerdeki bu ekmek pişirme işini daha güzel buluyorum.
Köylerimiz bir başka güzeldir. Hem de her şeyiyle. Köy başlı başına bir şiir ve bir hikayedir.
Bu güzel ve benim kaçırarak zamanında göremediğim, paylaşımınız için emeğinize ve yüreğinize selam ve saygılarımı sunarım.
Newbahar ,fırını görür görmez yüreğim hop etti,gözyaşlarım isyan. Kurban Bayramı akşamı konurdu kesilen etler fırına. Ağzı bir güzel balçıkla sıvanırdı.Ertesi sabah sabah ezanı okunur okunmaz dedem sandalyesini fırının önüne kor beklerdi. DAyanamaz bir saat sonra başlardı seslenmeye. Haaaayydiiii kalkın gari,sabah oldu.Açın şu fırını da yiyelim. Uykuya doymayan gözlerimizi ovuşturarak kalkar sofrayı kurardık. SAbah kahvaltına sura hazırdı.Benim dışında herkes afiyetle yerdi :)) Çok sağol,varol Newbahar. Sevgilerimi gönderiyorum sana.
YanıtlaSil