.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

27 Nisan 2011 Çarşamba

OYALAR BENİ YOKLUĞUN...




Gittiğinden beri her şey çöreklenir bedenime

Bir karabasan yağmuru türkülere eşlik eden

Sevişir geceyi çalan seher, hasretinle.

Büyür...

Büyür doğmaya çalışan çocuk, sancılar içinde

Ağlar boğazında düğüm düğüm ayrılık

Bu kundak içindeki karanlık

Boğar beni, sensizlikler içinde.

Ilgıt ılgıt üzerime serpilir gölgendeki

Olmayan bedenindeki gri, solgun renkler...

Bürünür entarime matemin rengi

Renklerdeki hüzün çıldırtır beni.

Desinler!

Bir deli mecnun, bir abdal kerem

Kimsesizlerin aşk sokağında gezen ben

Sürünürüm/ hayali varlığını merhem.

                                 
                                            Newbahar

21 Nisan 2011 Perşembe

23 NİSANLI ANILAR...

    

     Hatırlıyorum...
Henüz okula başlamadan, küçük yaşlarımda hafızamda yer etmiş bir kaç çeşit anı. Çeşit diyorum ya! acısı, tatlısı, tuzlusu ne derseniz deyin...

     Okula başladığım ilk gün, zırıl zırıl ağlayan kara kaşlı esmer kızın gözyaşlarıyla ıslanan siyah saçlarını hatırlıyorum. Okul korkusuydu ondaki, benim hiç bilmediğim... Adı da aklımda Gülcan! Ben Gülcan diyeyim siz ne derseniz deyin....

     Kısacık saçlarım vardı. Pembe bir kurdelayı süs olsun diye takmıştım. Henüz birinci sınıftım ve o gün bayramdı. Üzerimde en güzel elbisem vardı. Diğer çocuklarında en güzel giysileri! Mevsim bahardı ve çocuklara bayramdı.

Belediye binasının önünden yürüyüşümüzü hatırlıyorum gururla, ayaklarımızı ''rap rap'' adımlarla yukarı çekişimiz... Sonrasında arkamızda ki sınıfın öğretmeni olan annem. Ne kadar gençmiş...
Elinden tuttuğu sarı, kısa saçlı, afacan kız, kardeşim...

5. sınıf öğrenciler var. Üçetekler giymişler, omuzlarında meşhur Kızılhisar testisi.... Ne kadar alımlı, vakur yürüyorlar ve ne kadar büyükler. Oysa 5. sınıflar ve ablalar ve abiler....

     Yıllar sonra anneme soruyorum. Yine çocuk halimle, çocukca bilmediğim sorulara vevap arıyorum...
''Anne! Hani bi bayram vardı? Biz hep elbise giymiştik, en güzel elbiselerimizi...''

''23 Nisandı'' diyor annem...

''Hayır yaaa! 23 Nisan olsa bizde hep aynı kıyafet giyerdik, gösteriler yapardık!''

Evet, köydeydik ve imkanlar elvermediği için biz 1. sınıflar en güzel giysilerimizi giymiştik, en güzel çocuk bayramına...

Sonraki yıllarda tek tip kıyafetlerle gösterilere katıldık. Ve yine imkanlar elvermediği için seçeneğimiz olmayan, pek beğenmediğimiz gösteri kıyafetleri giydik...

Ya biz çok zevkliydik cıvıl cıvıl giysiler isteyen ya da öğretmenler çok zevksizdi. Halen o fotoğraflara baktıkca gülesim gelir.

     Nice 23 Nisanlı anılara ve nice 23 Nisanlara... gururla.

12 Nisan 2011 Salı

DÜNDEN KİFAYETSİZ SATIRLAR!...

    Slam_JaM   Ayrılık RüzGarı Beni Sardı +!!!!!

     Şiirler okuyor artık...
     Telefonu açtığımda, en hoş sesiyle kulağıma fısıldanıyor sihirli sözler...

     Ayrılığın şiirane yanı işte bu. Biz ayrılığı hak etmişiz. Bir armağan gibi geldi her geçen, kalp kırıklıklarıyla dolu senelerin ardından...

     Özlemeyi, daha da iyisi unuttuğumuz sevgiyi hatırlattı bize. Nasıl deli gibi aşık olduğumuzu ve nasıl, nasıl hasret çekildiğini...

     Tıpkı onaltı yıl öncesi gibi!

     Diyorum ki bir şeyler eksilirken çok şey tamamlanıyormuş meğer. En başta gidişiyle ben tamamlandım. Ben/i bulmak için uzun ve çok kasırgalı yollardan geçmek gerekti.

İlk defa ayrılık işe yaradı. Ayrılık pek çok şeyi geri verdi. Kaybettiklerimi, isteklerimi, heyecanlarımı, umutlarımı ve bir zamanlar sıkıntıdan patlamak üzereyken yanımda olup görmek istemediğim evlatlarımı...

     Onlarla meşgul olmadığım günler nice güzellikleri yok edip gitmiş.

      Ben, beni ararken, bulmak umuduyla beni boğan girdaplara amaçsızca girerken onları ne çok ihmal etmişim.
Of karadeniz, seni neden özlemediğimi anlıyorsun değil mi?

Yalnız geçirdiğim nice akşamlar, koyu sohbetine hayranlığını terketmediği lanet kahvehaneler adam/dan nefret ettirirdi. Karın,kışın, çileli yolların bile engelleyemediği bir çekiciliği vardı o karabasan gibi üzerimize çöken karakahvehanelerin...

Halen düşündükçe ağlayasım gelir!

Sonrasında ''bugün tam 10 gün oldu evden çıkmayalı'' diye buzdolabına iliştirdiğim not! Nice 10 gün, kendini zindanlarına kapatmışlığı vardı, o amaçsız, ruhsuz Newbaharın...

     Of Adam!

     Sen neler yaptın bize de biz ayrılığı böylesi şevkatle bağrımıza bastık!