.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

14 Şubat 2013 Perşembe

Boş-Ver

       Bomboş mu geçiyor hayat! yahut iş güç derken zamansızlıklar içinde kendine zaman ararken mi geçiyor.

        Sadece kendime ayırdığım sabah yürüyüşlerinin ardından gün içinde sıradışı bişeyler olmuyor. Herkesin bildiği gibi ev kadınının, annenin, eşin yapması gereken günlük işler!

         Geçen sene bu zamanlar kediciklerimle başbaşaydım. Sevgililer gününüz kutlu olsun derken ardıarkasına öpücükleri o tüylü yüzlerine sıralıyordum.
Halen özlüyorum...
Onları öpmeyi, kucağımda uyumalarını, sabah oyunlarını, yemek bekleyişlerini, mutfaktan gelen gürültülerini, eve gelişlerimde üzerime tırmanmalarını...

Haziran 13 ten beri ne çok geçmiş.Onları özel hayvan hastanesinin kapısına bırakıp sinsice ayrıldığım, en mutsuz gün!
Ne çok ağlamıştım, ne çok isyan etmiştim hayata, sahip olmaktan mutlu olup ayrılmak zorunda bırakıldığım taşınma hallerine, eşimin mesleğine, kendime...

        Şimdi de yine eksik hallerde, olması gerekenleri sorgulayıp sorgulayıp üzülüyorum.

Olması gerekenler!

          Neden affet beni Newbahar dedim?

          Newbahar şiirdi, öykülerdi, hikayelerdi, yaşanmamış duygulardı, her harfin içinde özlemin, kırgınlığın, mutsuzluğun olduğu bir alfabeydi...

           Şimdi Newbahardan öte, ben olarak hepsini öldürdüm. (gibi)

           Bloklarda hayat bulan her yazı eskilerde kalmış gibi.

           Sahip olduklarımın kıymetini bile bile, arka planda özlediğim kedilerim var. Yeni bir dosta sahip olmak imkansız şu şartlarda. Ah ''şartlar''

            Şimdi sıradan bir günlük mü oluyor Newbahar!..  Belki bir gün uğrayıp şiir bırakırsın ha?
Bende gelir okurum, severim, mutlu olurum kim bilir!

9 Şubat 2013 Cumartesi

Kimedir İsyanın!

            İnsan 30 undan sonra kendisiyle daha çok yüzleşiyor... Hatta kendini daha çok sorguluyor, kendinden nefret ediyor!..

Ve aslında benim 30 undan sonra ortaya çıkan feminist duygularımla, kendimle, kadınlığımla kavgam başlıyor!

Anlatması güç. Ben olmayan yaşayamaz!

           Kadın olmanın dayanılmaz nefreti! Erkek olmanın rahatlığı, kolaylığı, sorumsuzluğu ve hayran olduğum özgürlüğü...

           İnsanın elini kolunu bağlayan kadınlık! Evlatlarına, evine, kocana sorumluluk, hizmet zarureti, akşamları vurup kapıyı dışarı çıkamamanın ezikliği!

Ne ararsın gecenin bu vaktinde kadın!

           Sana ne! deyip ardı arkasına sıralayamadığın küfürler... Senin soyuna, sopuna, gelmişine, geçmişine........

           Bazen O çocuğu derken bile ağzıma yakışmıyormuş. Ya öyle kadın olunca öyle!

          Ah bi erkek olaymışım ben! senin yedi sülaleni....!!!

          Nerden çıktı bu? Yürüyüş yapmayı seviyorken adam aldı başını gitti. Hemde akşamın bu saati. Ya ben! ya ben! kadınlığımla başbaşa. Öğğğğğğ iğrenç..

Kızgınım.

Çok kırgınım.

Newbahar beni affet!