.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

28 Mart 2013 Perşembe

GÖLGE

Gölgem indi merdivenden
 
Ben arkasından peşi sıra
 
Son basamakta durdu, yukarı baktı
 
Bakışları bende kaldı.
 
Gölgem yürüdü yanımdan
 
Yürüdük, onun adımlar sessiz!
 
Yürüdük duvardaki suretler densiz.
 
Güneşe eyvallah dedik, güdük bir gölge 
 
Adımlar küçüldü saatler değiştikçe
 
Sonra ben uzadım, o uzadı yanımdan
 
Akşamın rengi düşmedi yakamızdan.
 
 
Gölgem çıktı merdivenden
 
Ben baka kaldım aşağıdan!
 
İlk basamakta durdu, aşağı baktı
 
Bakışları dünde kaldı.
 
 
Dünle bugün arasında hiç bir şey aynı değildir. Gölgen bile!..

13 Mart 2013 Çarşamba

Başlık yok işte!

      ''Hakkatten anne yaaa! Sen hiç gülmüyon. Biz Cem yılmaz izlerken sen Sergen gibi bakıyon''

dedi oğlan/cık.

Farkındayım... Çok az güldüğümün!

Annemde öyleydi. Biz Eşşek kadar olmuş ilk renkli televizyonumuz karşısında, görmemişliklen beraber TV seyrederken, kadıncağız gün boyu öğrencilerinin ve evin vermiş olduğu yorgunlukla, kimbilir nerelere dalar giderdi!

        Bilmem! Gülünecek gibi gelmiyor artık çoğu şey. Ya ''keşke''leri düşünüp hayıflanıyorum, ya elimden kaçırdığım bin bir fırsatı değerlendirmemekle suçluluklara boğuluyorum, ya da beni ilk görenlerin ''öğretmen misiniz'' sorularına içimden ''evet'', dış sesim ile de ''hayır ev hanımıyım'' diyerek sonuna eklediğim ''ama üniversite mezunuyum!'' cevapları ile beynim karman çorman bi tarlaya dönüyor.

Tarlada her çeşit ürün mevcut akabinde biçildiğinde beş para etmez!

             Yapamadıklarım, asla yapamayacaklarım, elimde iken kaybettiklerim, çok istememe rağmen sahip olamayacaklarım...

        Yine bir Cem Yılmaz izlerken onlar, fırsat bulmuşken bir kaç cümle iç çekiş Newbahardan!

4 Mart 2013 Pazartesi

New-bahar bahar bahar ba...

                      Berbat geçen bi hafta sonunun ardından tıkalı bi kulakla yaşamanın nasıl bişey olduğunu anladım nihayet!

Üstüne üstlük grip, yapılması gereken ev işleri, çoluk çocuk... beslenme. Aksaksız yürüyen bi ev hanımlılığının ardından tatil denen hafta sonunda tatil yapamamak!

                       Neyse ki dün kendimi toparlayıp gittiğim iğrenç devlet hastanesinin KBB doktoruna açtırdım kip kirli (herşeyi duyan) kulaklarımı. Gelmişken birde troid tahlili istedim. Biliyorum uzun zamandır benim sigortalarda ters giden bişeyler var.

Yapılan kan tahlili, ultrason vs. derken az sonra yine doktorun kapısını çalıp Multinodüler
Guatr neymiş öğreneceğim. Gerçi akşam tüm guatr sayfalarını gözden geçirmiş olsamda doktorun anlattıkları daha aklımda kalacak.

                      Bugün bu sevimli ilçenin pazarı. Hastaneden sonra pazara çıkıp haftalık alışverişimi yapıcam, sonra ev ahalisi yemeğe toplanacak sonrasında gidilmek istemeyen fakat gidilmesi gereken bi ev gezmesi daveti var.

Bugün çok yorgun Newbahar.

                      Ve hastanenin kayıt bölümünden aldığım sıra etiketinde yaş:37 yazıyordu!
Hayır olamaz derken 37 ye 2 ay kaldığını hatırlayıverdim.

 Öyle olsun bakalım!

                    

2 Mart 2013 Cumartesi

BAHARA ÇEYREK KALA

 
 
 
 
 
 
 Düşerken hüzünlü bir yanı vardı cemrelerin..
Canları yanmasın diye tutası gelirdi çocuğun!..
Tutardı bahara çeyrek kala
Birinci, ikinci... üçüncü cemre
Tuttum sandığı o anda
Dile düşerdi cemre!
''Cemre düştü, cemre düştü''
Canı yanardı üç kere
Hava kadar soğuk,
Toprak kadar çamur,
Su kadar sızılı olurdu
Bahara çeyrek kala,
Canı yanardı.
 
           (Güliz)