.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

26 Şubat 2010 Cuma

NEWBAHARCA

         
         Bugün, dağdan indik şehre. Sabah her zaman ki gibi çocukları okula postaladıktan sonra, bana göre sabahın köründe elektrikli süpürgeyi açıp evcazımı bir güzel süpürdüm.
Newbaharın olağan günlerinden değildi bugün. Bu kez öğlene kadar TV karşısında devrilip uyumadım:) Yani tembellik yapmadım.
Yerleride bir güzel sildim, oğluşlarıma okuldan geldikleri zaman yezinler diye bisküvili, kremşantili ve muzlu pasta yaptım. Saçlarımı yıkayıp, fönleyip, azıcıkda süslendim:)
           Hava bahar havası, güneş pırıl pırıl, şehir beni çağırıyor. İlçeye inen toprak yolumuz uzun zamandan sonra çamursuz, rüzgarsız...
Nihayet saat 11 de kalkacak otobüsteyiz arkadaşla. Otobüsümüz tıngır mıngır virajlı yolları arşınlarken ben cama yapışmış etrafı seyrediyorum. Fındık ağaçları yapraklanmaya başlamış, toprakta sarılı morlu bahar çiçekleri açmış.
Enfes bir manzara hakim Melet ırmağı kıyısında. Melet Irmağına kadar yokuş aşağı iniyoruz, sonrasında yukarı tırmanıp tepeler aşıyoruz.
Veeee nihayet 1 saatlik yolculuktan sonra şehirdeyiz. Her yer insan kaynıyor, vitrinler kışlıkları atmış. İndirim mi bindirim mi olduğu belli olmayan fiyatlar beni şaşırtıyor.
          Yolumuzun üzerinde ki her mağazaya başımızı sokmadan, bir kaç pantolon vs. denemeden çıkmıyoruz. Binbir çeşit ürünlerin olduğu dükkanları talan ediyoruz, züccaciye reyonları hayli oyalıyor. Birşey almasakta, bakıyoruz aval aval.
           Dağda yaşayıpta, şehre inince böyle oluyor. Sevindirik oluyor insan, gökgörmedikler gibi her bi şeye dadanıyor:)
Kimi dükkanlar kapanmış, kimi yeni açmış. ''Aaaa şunun yerinde bu vardı, şunun adı değişmiş vs. vs.''
              Bir sahile inemedik, vakit yetmedi. Yeterdi ama malum dağda oturuyoruz, çoluk çocuk akşama ne yiyecek!
Velhasıl 15 arabasına koşturmaca yetiştik. Ve şehre hoşçakal!
              Gezmek iyi geldi Newbahara. İçimde ki kasvet biraz olsun dağıldı. Yarın hafta sonu. Biliyorum nasıl ruhsuz geçeceğini.
              İnsan, arada bir alıp başını gidebilmeli. Aklının takıldığı herşeyi silmeli hayatından, kırgınlıklarını yok saymalı, önemsenmediğini kafaya takmamalı.
Olmuyor işte, biliyorum. An geliyor, başkalarının planlarına uymak zorunda kalıyorsun. İstemesende bazı şeyler iraden dışında gelişiyor, anlatması zor olan bazı konularda ayıya dayı demek zorunda kalıyorsun.
            İnsan, arada alıp başını gidemiyor, gidemiyor.
             

11 yorum:

  1. Bir çelişkiler yumağı var karşımda...Düğüm düğüm olmuş çilesini çözememiş!!
    Kâh umursamamış gönlündeki yükleri, kâh akıtamadığı bir damla yük gelmiş gözüne.. Küçücük anlık hürriyeti çekip ciğerlerine hapsetmiş.. sonra ruhundaki duygusal kadına ceza gibi görevler vermiş...
    Bu herkesin bilip gördüğü ve tanıdığını zannettiği newbahar olabilir..
    Ama bu, derin sessizliklerinin içinde çığlıkları şiir olup yankılanan benim newbaharım değil..
    Uzun sükutunun meyvesi bu mu olacaktı?

    YanıtlaSil
  2. Canım..Bahar gelmiş sisli dağlarına..
    Özlemle kucaklaşmış Newbahar,baharına..
    Gitmesin hiç bir yere,kaybolmasın bu bahar..
    Gönlünü ferah tut gelecek yine bahar..
    Gelecek yine bahar..
    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  3. Olsun be sisli dağların perisi,yinede sesini duymak güzeldi,İnsan dostlarının sesini özlüyor ,merak ediyor.

    Kaleminden yayılacak bahar kokularını merakla bekliyorum,kardeşime ve küçüklerime sevgiler.

    Selamlar.

    YanıtlaSil
  4. Haklısın Newbahar, bazen olur olmaz zamanlarda bana da bir gitmek duygusu ağır basıyor.ÇAt kapı çıkayım ne zaman geleceğim belli olmasın.Nerde kaldın merakı ve beklentisi olmasın.Amaaa sonra kendimi gözyaşlarıyla yalnız yatağa yatmak istemediğim günler,bir türlü geçmeyen hafta sonları,her tarafın balçık çamur olduğu duygusu hatırıma geldiğinde hemen toparlanıyorum. Bence bizi çıkıp gitme duygusu hissettiren yaşadığımız rutin ve bir o kadar yorucu hayat.Sende iki oğul bende de bir kız, ee olacak o kadar yorgunluk ve kaçma dürtüsü :))
    Sevgilerle Newbaharcığım.

    YanıtlaSil
  5. Kalemimin incisi, asıl newbahar buydu belkide, başkalaşmak istedi, şiir olmak istedi...
    Sizin görmek istediğiniz newbahar, başka baharlardaydı, cinsi belli olmayan bir ağacın meyvesiydi tüm yazdıkları..
    Hürriyet! o gün bile uzaktan beni kontrol eden gizli bir zincir vardı, kıramadığım, kırılması mümkün olmayan.
    Karmakarışığım içimde, görünen ise çok basit...
    Kendimi bile tarif edemiyorum artık. İşte bu kadar.

    YanıtlaSil
  6. Lilyum, blog adımı newbahar koyarken beklentilerim çoktu. Bahar gelsin istedim her daim.
    Olmuyor be arkadaşım. Sen anlarsın bu mecburi telaşlarımı benim.

    YanıtlaSil
  7. Tufan Bey, bilirim ki Ankara güvercini hep sisli dağlarıma uğrar, merak eder. Herkes kendi aleminde biliyorsunuz, bende kendi alemimden çıkıp onların alemine ayak uyduruyorum artık.
    Selamınızı ileteceğim, sevgiler

    YanıtlaSil
  8. Çoban Yıldızı, sizin ayrıcalığınız çalışan bir annesiniz. Belki sizin yükünüz benden daha ağır, belki benden daha çok dinlenmeye ihtiyacınız oluyor. Ama ben hep dinleniyorum ki! sanırım yorulmaya ihtiyacım var.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel bir yolculuktu. Öykünüzü okurken, sanki siz değil dağdan-şehire ben yolculuk yaptım. Çarşıda dükkanları siz değil ben gezdim.

    Önemli olan da bu. Yazdıklarınızın peşinden sürüklenebilmek. Ben sürüklendim. Bu sürüklenme empati değil. Satırları okurken arasına girebiliyor insan.

    Yazınıza eklediğiniz resim bir harika, yazdıklarınızı desteklemiş birbirleri ile mütenasip olmuşlar. Çok güzeldi.

    Elinize, kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.

    Esen kalın.

    YanıtlaSil
  10. newbahar seni bayağı merak eder olmuştum nerelerde diye neyse burdasın ya güzel yazılarınla ,manzaralarda güzel keşke o dağlara çıkıp bir başımı dinlesem bıktım bu yalnız kalabalıklardan ..sevgi ve dostlukla..

    YanıtlaSil
  11. Gitmeli arada başını alıp insan ama gidemiyor işte. İnsanda gitme isteğini doğuran şeyler yine gitmesine engel oluyor,
    ne garip değil mi(?)
    Sevgiler canım...

    YanıtlaSil