.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

23 Şubat 2011 Çarşamba

SILA



Köy kokuyordu!...


Dağınık saçlarına dolanan rüzgarın nefesi.

Çamur bulaşmış adımlarında,

Çocukluğunun derin izleri var, her adımda ağlayan!

Uzuyordu!

Geçmişe uzuyordu gidemediği yollar

Tutunamadığı dallar

Kırılıyordu en u/mutlu yerinden.

Yoruluyordu, yoğruluyordu zamanın harmanında

Koşturdukca nefes nefese

Kanatları olsa uçacaktı...

Konacaktı bozlak havalı topraklara.

9 yorum:

  1. yaşamak bu olsa gerek..bu kadar gerçek, bu kadar aslına uygun ve özgür, bu kadar özgün, insanca yaşanası..

    YanıtlaSil
  2. Hepimizin kendimizi içinde bir yerlerinde bulabileceğimiz bir Newbahar şiiri.
    Yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil
  3. Kendimden de izler bulduğum nostaljik dizeler... Yüreğine sağlık, selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Köy kokmak...
    Adımların çamura bulaşması...
    ve dahası...
    Gençliğimi adımlıyorum ben de..

    YanıtlaSil
  5. Newbahar'cım...

    Harman zamanı, başakların, buğdayların böylesine sarıp sarmaladığı anlara tanık olduğum zamana takıldı aklım!..

    Bu güzel dizeler için,
    Yüreğine ve kalemine sağlık...
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar,

    Kokusundan, havasından, suyundan, toprağından, çamurundan kalan izler bizleri hep hasret kaldığımız ve özlemini çektiğimiz sılamıza götürmez mi?

    Ben sılamı kokusundan tanırım. Kaldığım gurbet ellerinde esen rüzgarlarla birlikte gelirdi kokusu...

    Bu güzel Sıla şiiri ile paylaşımınız güzeldi. Kaleminiz ve yüreğiniz güçlü ve daim olsun.

    YanıtlaSil
  7. Herkezin bir şiir sitili var,seninkide beni çekenlerden Nevbahar,bazı şiirlerini değişik blog sayfalarında okuyorum,adını yazma saygısını da gösteriyorlar buda beni mutlu ediyor senin adına..

    Selamlar sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Yüreğine sağlık sevgili Newbahar ..hepimiz zamanın harmanında yorulduk ve yoğruluyoruz..

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar,

    Bizi, bu iletişimden alıkoyan; doğamızda olan yazma ihtiyacımızı engelleyen bu zihniyeti ve bu zihniyetten doğan her türlü yaptırım araçlarını şiddetle kınıyorum.

    Anlatma isteği, insanda doğal bir eğilimdir. Çocukluk döneminde ağlama, bağırtı ve el yüz hareketleriyle görünürlük kazananan bu istek, sonradan dil aracılığıyla konuşma ve yazma şeklinde belirir.

    İnsanoğlu varlığını belirtmek için konuşma ve yazma unsurlarından birine başvurmak ihtiyacını duyar. İnsandaki konuşma ve yazma ihtiyacı; kişisel, toplumsal ve uğraşsal zorunluluklar şeklinde tezahür eder.

    Bu bağlamda, yazmak; dünyayı tanımak ve onu dost hale getirmekse, çalan çanlara kulaklarımızı tıkayamayız. Çalan çanlarda, kendi sesimizin yankılarını duymamız gerekir.

    Çevremizdeki çirkinlikleri, haksızlıkları ortadan kaldırarak, onları değiştirip düzelterek, dünyayı dost hale getirebiliriz.

    Haksızlıkların yok edilmesi, çirkinliklerin giderilmesi, toplumda bir saygı dengesi yaratır. Bu nedenledir ki, yazmaya katılmış her insan, öbür insanlardan daha ağır bir sorumluluk yüklenmiştir. Böyle bir sorumluluk yüklenme de yazarı, toplumun sözcüsü haline getirir.

    Bu bağlam da, bizler de yazdığımıza ve dolayısıyla bu gruba dahil olduğumuza göre, üstümüze düşeni seve seve yerine getirmeye hazır mıyız?

    Recep Altun Kaman-Kırşehir

    YanıtlaSil