.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

27 Ekim 2010 Çarşamba

BİR DAĞINIKLIK HİKAYESİ

     Burası benim evim...
     Dağınık evim! Dağınık mutfağım! Dağınık tüm odalarım.
     Bu darmadağınıklığın içinde bir ben dağınık değilim.

     Mutfağın dağınıklığına aldırmadan demlediğim çayım,
     Bir kaç bulaşık kimin umrunda!
     Oh mis gibi, iyi gidiyor yağan yağmurda.

     Burası benim evim...
     Dağınıklığım, darmaduman ettiğim eşyalarım!
     Bu kez topladığım bedenim ve aklım!
     Bu darmadağınıklığın içinde bir ben dağınık değilim.

     Bilirim kendimi dağıtıp, evimin derli toplu hallerini
     Sisli havaya gömerdim gönlümü
     Sis örtecek mi sanırdım bilmem ki bu miskinliği
     Ya bu bozuk!düzen açacak mıydı gözümü?

      Burası benim evim...
      Bu kez dağınık evimde, bir ben derli topluyum.

      İnsanın hayatta bir amacı olmalı. Meşguliyetleri olmalı, bu meşguliyetlerle oyalanıp mutlu olmalı.
Yağmur bana sisli dağlarımı hatırlatıyor. Karadenizin güneş görmeyen, güneşi bana göstermeyen günlerini.
Beni üzenler, kalbimi kıranlar yok artık. Hepsine olan kinimi temizledim birer birer. Allaha havale ettim onları.
       Sabah 6.30 da başlayan gün gece 22.30 da bitiyor. Eskiden öğlene kadar uyurdum hatta bazen öğleden sonraya kadar. Şimdi çocuklarla çıkıyorum evden. Havanın soğukluğuna aldırmadan yürüyüşümü yapıyorum. İşte bu bana iyi geliyor.
       Eve gelip evimi topluyorum, öğlene yemek yapıyorum, çocukları ve bir tane ekmeğimi almak için çıkıyorum. Zil çaldımı güle oynaya evimize...
       İştahla yemeklerini yiyorlar. Alpişin boyu uzadı ve Levo kilo aldı. Artık eskisi gibi ateşlenmiyor, bademcikleri şişmiyor.
     Onlar için yürüyerek markete gidiyorum. Tüm alışverişim onlar için. Ne seviyorlarsa, neler onlara faydalıysa.
      Onlar okuldan geliyor evim şenleniyor. Levoya ödev yaptırmak biraz problem oluyor ama olsun onunla uğraşmayı seviyorum.
Dün akşam uzunca bir parçayı sırf oda keyile yazsın diye başka bir deftere el yazısıyla bende yazdım:) Yorulduk ikimizde.
Biraz hikaye kitabı okuduk yatmadan önce. Hemen uyudurlar keratalar, ben gibi.
Gece bir ara gözümü açtım ki abicik yastığı kapmış gelmiş yanıma. Ohh mışıl mışıl uyuyor. Sarıldım, sıkıca örttüm üzerini, sabaha sırtım tutulmuş vaziyette uyandım:)
Spor yaparken açıldı çok şükür.
     Saat 11 oldu, çayım bitti. Bi gayret geldi ki dağınıklığı toplayayım gari:)
Hocanım (annem) aradı, çarşıda işi varmış anneanneyi bana bırakacak.

Ooooooo hadi Newbahar hızlan hızlan!

                                                                                    muhabbetle

12 yorum:

  1. Oh mis gibi bir Newbahar!
    Şiir gibi yaşıyor ve yazıyorsun, öptüm seni.

    YanıtlaSil
  2. Şiir senin mi yoksa benim mi. O kadar beni anlatıyor. Öyle dağıtıyorum ki toplayıp kendimi koltuğa attığımda bunu nasıl başardım diyorum her seferinde.
    Devamını zevkle okudum.Ne güzel bir resim çizdiğin...Sahip olduklarının değerini bilmek, mutluluğu farkındalıkla sindirmek...
    Güzel yavruların ve eşinle sonsuz mutluluk diliyorum...

    YanıtlaSil
  3. Ooo...
    Hadi kolay gelsin diyelim. :) Ne güzel anlatmışsın her şeyi. Bende senin gibiyim aslında. Günlerim çok yorucu ve yoğun geçiyor. Ama her şeye rağmen güzel.

    Kocaman sevgiler. :)

    YanıtlaSil
  4. Selam Newbahar,
    Eee, iadeyi ziyarete geldim:) Nasılsınız bakalım? Ben kahveciyim Newbahar.. İlla kahve içmek isterim. Arkadaşlarıma gittiğimde otururum bir koltuğa ve ayaklarımı toplarım mutlaka biliyor musunuz? Gören eyvah, yerleşecek gitmeyecek sanır. Oysa hiç bir yerde fazla duramam... Kahve... Kahve tabii ki bahane... Biraz muhabbet... Kaçarım...

    Şahane bir yazı bu... İçten... Samimi.. Çok sevdim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Ecehanııımmm, güzel bir gün dimi:))

    Sayın Asuman Yelen, bugün coştu Newbahar. Öylesine sıradan ama sıradan olmayan günler..
    Nası cümleyse artık siz anlayıverin.:)

    Siyah Kelebeğim, kanatların onca siyahlığına rağmen ışıl ışıl parlıyor, ben biliyorum.

    Ve yeni tanıştığım hayal kahvem, hoşgeldiniz. Kahve ve çaya bayılırım. Kimseyi aramam yanında.
    Farzedin bu sabah kahvenizi ben yaptım, bilmem ki şekerli, orta şekerli, şekersiz! hangisini seversiniz?

    Hoşgeldiniz..

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Newbahar,
    Ohhh ne güzel yapıyorsun...önce kendini sevecekesin diye boşuna söylemiyorlar..sonra sırası ile önceliklerin cankuşların gelecek...diğer dağınıklılların hepsi ıvır-zıvır...bugün topla 2 dakika sonra dağılır..bırak dağınık kalsın...yeter ki sen iyi ol, mutlu ol, hayatın farkında olur...Bu halinden hiç vazgeçme!..sonra o yürüyş ardından kakuleli kahve içmeye de bana gel oluy mu:)ayhhh..e...artık davetli listen kabarık biraz ama ben sıramı beklerim...:))yağmurun "kısmetin-bereketin" bol, sağlığın, huzurun yerinde olsun newbaharım...
    sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  7. Günü bilmem, ama Newbahar bugün çoook içimi açtı. Anneannenin ellerinden öperim, unutma söle.

    YanıtlaSil
  8. Esmir, halen bloğundaki müzik kulaklarımda:)

    Ruhumuzu güzelleştiren her bi şey bize gelsin. Gerisi hakikaten ıvır zıvır:)
    Bu halimden umarım vazgeçirmezler!

    Ecehanııım, anneanne uyuyor şimdi. Güzellik uykusunda. Karnı doydu, uyku bastı yaşlı bedenini. Uyanınca söylerim selamını.

    YanıtlaSil
  9. işe gitmediğim zamanlarda anlıyorum ev işlerinin ne kadar nankör olduğunu..herşeyi ihmal ederizde birtek onları, çocuklarımızı etmeyiz..allah uzun ve mutlu bir ömür versin onlara newbaharcım..her yer dağınık olsada senin dağınık olmaman en güzeli..kal sağlıcakla :)

    YanıtlaSil
  10. Merhaba,
    Bir çalışmanız " Bloglardan Seçmeler"de yayınlandı.
    Hayırlı günler dileğiyle.

    YanıtlaSil
  11. Merhabalar,

    Bir Dağınıklığın Hikayesi konulu şiirinizi ve akabinde devam eden anlatınızı okudum. Bazen dağınık olmak ta fayda var. Bu dağınıklık insana özgür olduğunu hissettiriyor.

    Bu güzel paylaşımınız için teşekkürler efendim. Sağlık ve mutluluklar dilerim.

    YanıtlaSil
  12. Suskunlar ülkesi, hoşgeldin...
    İnsanın ruhu dağınık olmaya görsün, ne çocukları göz görüyor ne evi.

    Sayın Sabahattin Hocam tekrardan teşekkürler.

    Teşekkürler Recep Baba, her daim derli toplu olmalı. Eskiler ne der? Dağınık evi misafir basarmış:)

    YanıtlaSil