.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

2 Ağustos 2011 Salı

Öleceği vardı, öldü de!?...

Serçe 3    Öğle sıcağında, kaldırım kenarında ergen bir serçe...
Ne yeni doğmuş kadar küçük, ne de olgunlaşmış bir serçe kadar büyük. Öylece, kıpırdamadan duruyor.

Elimde ki pazar poşetlerini bırakamadığımdan oğluşdan yardım istedim.

--Alperen!... yakala şu serçeyi

Uğraşmasına gerek kalmadan serçe avuçlarında oğluşun. Az biraz çırpınıyor sadece.

--Bekle bekle! diyorum, seni kedilerden kurtardım. Şimdi eve çıkıp sana su vereceğim. Belki birazda ekmek. Ama bilmem neler yersin, ekmek falan ha!

İşaret parmağımdan damlayan suyu içiyor. Önce gagasını açmadı ama sonra içti. Islattığım ekmek içini ağzına tıkmasaydım keşke...

Ama minicik minicik verdim, yiyor sandım, karnı doyacak, iyileşecek ve uçacak. Hatta iyileşip bizim kuşumuz olacak!!

Sonra çırpındı.

--Ölüyor, ölüyor!

Yere bıraktım, ayakları bir iki kere daha kıpırdadı.

Ben mi öldürdüm bilemedim.

3 yorum:

  1. Tabii ki sen öldürmedin Newbahar'cım.

    Nerelerdesin sen???

    YanıtlaSil
  2. Durumu kötü olmasa uçardı ya da en azından uçmaya gayret ederdi. Biz her şeyde bir suçluluk aramayı nasıl başarırız bilmem ki...

    Parpali(Başka Türlü Bir Şey)

    (Yorum bölümünün azizliğine uğradığımdan kimliğimle yorum yapamıyorum blogunuza.)

    YanıtlaSil
  3. son yolculuğuna giderken, içeceği son damlayı elinizle vermişsiniz..ne mutlu..

    YanıtlaSil