.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

26 Ocak 2011 Çarşamba

GELİN (ÖYKÜ)

''Sende farkında mısın? havalar soğudukça daha çok anar oldun o günleri?''
    
''Evet, yüreğimin en çok üşüdüğü günlerdi o günler. Şimdi üşüdükçe anımsamam çok normal. Aslına bakarsan mümkün olsa o üşümüş hallarimi unutabilsem. Ama ne yazık ki her kış o kara anılar ısıtılıp ısıtılıp gözümün önüne gelecek.''

''Ne düşünüyorsun?''
   
''İkimizde köylünün şehirli geliniydik değil mi? Bilmem ki hangimiz daha şanslıydık! Kara kışın hem yüreğimize hem bedenimize sürgün yediğmiz günleriydi. Sen köyün bir ucundaydın. Ben daha ortasında. Sen daha kalabalık bir ailenin içindeydin bense yapayalnız.
İkimizde gelindik ya! gelinlik vazifemiz neyi gerektiriyorsa yaptık, öyle değil mi?''

''Bizimde inekler vardı ama ben ahıra girmedim. En azından sen gibi tezeklerle haşır neşirde olmadım''
     
''Evet, ben hem ahıra girdim hem de kendi ellerimle yaptığım tezekleri kış boyu yaktım. Onları kovaya doldurmak için kömürlüğe gittiğimde ne çok üşürdüm bir bilsen! Kovanın en altına az kömür doldururdum, üzerine tezek. Eski bir aliminyum demlikte dolu olan gaz yağını şöyle bir gezdirirdim tezeklerin üzerinde, sonra kipritle bi güzel tutuşurdu ki sorma gitsin. Ne zaman gazyağı kokusu duysam yine hatırlıyorum.''

''Akşamları çekili kadınlar gelirdi size. Hepsinin başında oyalı çekileri vardı yazmalarını sıkan. Ben anlamazdım onların dillerinden ya sen?''
   
''Bende anlamazdım. Çok zaman ellerinde beş şişle ördükleri patiklere dalar giderdim. Motiflerin gece boyu nasıl ortaya çıktığına şahitlik ederdi gözlerim. Onlar hem gülüşüp hemde patik örerlerdi. Hepsi dedikoducu kocakarılardı bana göre.
Biz gelin sıfatıyla kapının eşiğine otururduk. Ordan hizmet için sık sık kalkmak lazım gelirdi ya! Hem baş köşeye, minder üstüne kıç oturtmak büyük ayıp sayılırdı.''

''Gelin dediklerine kızar mıydın sen?''
   
''Kızmazdım sanırım. Hem biz seçmemişmiydik gelinliği? Şehir hayatını bırakıp, yari uzaklara gönderip koca bir seneyi gelin olarak geçirmeyi biz seçmemiş miydik?
En çok ne koyardı bilir misin? Kar yağınca çamaşır durulamak için gittiğim çeşmede ellerim donardı. Öyle bir sızlardıki ellerim. Sonra onları ipe asmak, soğuktan donmalarını seyretmek!
Ayaklarımda çok üşürdü. Karalastik su geçirmezdi ama iyi dondururdu.''

''Amaaannn, geldi geçti işte. Şimdi boş ver bunları''
   
''Evet, geldi geçti tam 15 sene oldu. Çok şey değişti bizim gelinlik hallerimizden sonra. Su geldi çeşmelere, makinalar takıldı, kaynanalar modern çağa alıştı. Hem artık eskisi gibi ayazada çalmıyor yürekler, hem eskisi gibi köyü beklemiyor gelinler.''

1 yorum:

  1. Çok etkileyci bir öyküydü.Gelinlerimiz,vefakar cefakar kadınlarımız,annelerimiz.zevkle okudum.yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil