.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

15 Haziran 2010 Salı

YAĞMURDAN ISLAK (8.BÖLÜM)

     Nihayetinde Ali İhsan'ın ve Zerrin'in hayatında yeni bir sayfa açılıyordu. Onlar için gelecek sevgi ve umut doluydu artık. Zerrin'de ki geçmişin kanayan yaraları artık kapanıyordu.


     Zerrin'i eve bırakan Ali İhsan bukez şen adımlarla döndü depoya. Gelecek günlerin hayaline dalarak yürüdüğü yollar çarçabuk tükeniverdi. Zaman neyi gösterir bilinmezdi ama eğer Zerrin'le bir yuva kuracaksa bu depo bekçiliğinden daha da getirisi çok olan bir işe girmesi gerekecekti. Bu devirde ev geçindirmek elbet çok zordu ve Ali İhsan ikisi içinde en iyi olanı istiyordu.

     Zerrin eve döndüğünde yine saate takıldı gözleri. Saat çoktan uyuması gerektiğini fısıldıyordu ama Zerrin, heyecandan uyuyabileceğini sanmıyordu. İçerisinin soğuğuna aldırmadan pencereye yöneldi. Sokak lambalarının aydınlattığı parlak kaldırımlarda sadece yalnızlık hakimdi. Zerrin, ertesi günün yeni bir başlangıç olacağı umuduyla yatağına girdi.

     Sabah üzerini çarçabuk giyinerek acelece çıktı evden. Bu sabah soğuğunun sonrası kardı sanki. El işaretiyle durdurduğu minibüs her zaman ki gibi tıklım tıklımdı.

Emlakçıya varmadan önce köşede ki fırından sıcak açmalarla bir kaç simit ve peynir aldı Zerrin. Emlakçı dükkanından içeri girdiğinde sıcak bir hava akımı okşadı tenini. Naci Bey sobayı yakmış çayıda hazır etmişti. ''Günaydın Naci Amca'' derken Zerrin'in sesinde ki mutluluğu Naci Bey hemen farketmişti. ''Bugün seni çok iyi gördüm Zerrin Kızım'' dedi Naci Bey. Gecen nasıl geçti diye sordu akabinde.

''Süperdi'' dedi Zerrin. ''Biliyor musun Naci Amca, biz Ali İhsanla çıkıyoruz artık. Bütün gece onunlaydım ve el ele yürüdük''

''Ali İhsan efendi çocuk'' dedi emlakçı. ''Sizin için en güzeli olsun kızım, dilerim mutlu bir yuva kurarsınız bende senin nikah şahidin olurum. Sonra torunumu kucağıma verirsiniz. O zaman değmeyin keyfime. Bu ihtiyar için bundan başka mutluluk olabilir mi''

''Naci Amcaaa!'' dedi Zerrin utangaç bir ifadeyle ''daha dur bakalım hemen evlendirip birde çocuk doğurttun bana''

Emlakçının kahkahaları dışarı kadar duyuldu. İkiside kahvaltı masasında muhabbetle çaylarını yudumladılar.

Akşama doğru gelen bir kaç öğrenci kiralık evlerden birini tuttu. Sonrasında gelen bir iki kişide ertesi gün evleri görmek için sözleşip ayrıldılar. ''Sanırım işler açılıyor Zerrin!'' dedi emlakçı.

Dükkanı kilitleyip yine ayrı istikametlere yola koyuldular. Zerrin markete uğrayıp ev için alışveriş yaptı, akşama okumak için birkaç gazete aldı. Belki Ali İhsan da gelir umuduyla çerez ve içecek bişeyler.

     Kurduğu sofraya şöyle bi baktı Zerrin. Mükemmel bir sofra olmuştu. Ali İhsan'ın geleceğinden çokta emin değildi aslında ama masanın boş kalmayacağına garanti gözüyle bakıyordu. Ali İhsan gelemezse Ömeri çağıracaktı. Artık yalnızlığa tahammülü yoktu. Belki de o yüzden Ali İhsanın bir an önce evlenme teklif etmesini istiyordu. Bu düşüncelerle oyalanırken kapı çaldı. Koşarak ve heyecanla açtı kapıyı Zerrin. Elbette ki beklediğiydi gelen. Beklediği ve hatta özlediği...

Ali İhsan ellerinde güllerle gelmişti. Biliyordu Zerrin en çok gülleri ve papatyaları severdi. Ama mevsimi değildi papatyaların o yüzden gül almayı tercih etmişti. Özenle aldı gülleri Zerrin ve suyla doldurduğu vazoya koydu.

Ali İhsan nasıl iple çekmişti bu anı, akşamı zor etmişti. Zerrin bunları duydukça daha çok mutlu oluyor ve daha çok bağlanıyordu Ali İhsana. Hatta Ali İhsan yeni bir iş aradığınıda söyledi. Neyazık ki bu pek kolay olmayacaktı. Bütün gece iş imkanlarından ve yapabileceklerinden konuştular. Belki biraz sermaye olsaydı ellerinde kendilerine ait bir iş yeri açabilirlerdi. Zerrin bu hususta dairelerden birini satmayı teklif ettiyse de Ali İhsan buna razı gelmedi. İşyerinin yarın ne getireceği belli değildi ama hiç olmazsa kiraların aydan aya gelen düzenli bir getirisi vardı.

Güzel geçen bir akşamın ardından yarın görüşmek üzere evden ayrıldı Ali İhsan. Zerrin bu işyeri açma konusunu kafasına takmıştı. Kendiside fazla bir ücret almıyordu zaten. Hem Naci Amcayada yük olmuştu. Naci Bey'in yanında elemana ihtiyacı yoktu. Kazandığı üçbeş kuruşu da Zerrin'e veriyordu. ''Yok, yok'' dedi kendi kendine. ''Birde Naci Amcaya danışayım bakalım o ne diyecek!''

     Ertesi gün Naci Bey'e yeni bir iş kurma hayalinden bahsetti. Naci Beyinde aklına yatmıştı bu fikir aslında. Hatta dükkanı kapatıp üç ortak yeni bir yer açabilirlerdi. Hem yer aramalarına gerek yoktu. Emlakçı dükkanı Naci Bey'e aitti nasıl olsa. Sadece içini yeniden dekore ederler ve hatta küçük bir kafe açabilirlerdi. Bunu uzun uzun kendi aralarında konuştular. İkisininde mantığına yatan bu fikire bakalım Ali İhsan ne diyecekti.

Zerrin işten çıkmadan önce geldi Ali İhsan emlakçıya. Zerrin ısrarla içeri soktu Ali İhsanı. Bir yandan Naci Bey, bir yandan Zerrin heyecanla kafe açma işini Ali İhsanın beynine sokmaya çalışıyorlardı. Ve nihayetinde Ali İhsan ''tamam'' dedi.

Vakit kaybetmeden hafta sonu emlakçıyı kafe haline getirmeye başlayacaklardı. Maliye ile ilgili bütün işlemleri emlakçı yapacaktı. Kafeye konulacak masa ve sandalyeler ikinci el pazarından alınacak ve boya işlerini kendileri yapacaklardı. Gerekli diğer malzemeler kah evden kah sağdan soldan temin edilecekti.

     Hafta sonu şehir kara teslim oldu. Öğlene doğru sıkı sıkı giyinerek evden çıkan Zerrin'i kapıda Ali İhsan bekliyordu. Elele tutuşarak kafe için gerekli malzemeleri nerden alacaklarını araştırmaya başladılar. Cadde üzerinde ki ikinci el piyasası daha pahalıydı. Çünkü bu dükkanların sattıkları mallar bile kira giderlerini karşılamaya güç yetiyordu. O yüzden arka sokaklarda ki dükkanlara bakmaya karar verdiler. Kapısının önünde karların kapladığı birkaç komidin ve divanların olduğu bu dükkan dışardan çok cazip gelmesede içeri girip bakmakta fayda vardı elbet. İçerde onları yaşlıca bir ihtiyar karşıladı. Aradıkları şeylerden bahsederken bir yandan da gözleriyle etrafı tarıyorlardı. Dükkan sahibi bir kaç sokak ötede kapanacak bir lokantanın eşyalarını yarın getireceğini söyleyince ısrarla o lokantaya gidip bakma hususunda da adamı ikna ettiler.

     Yaşlı adam yanlarında olduğu halde buzlara dikkat ederek kapanacak olan lokantanın önüne geldiler. Bu lokanta temiz bir işyeri gibi görünsede arka sokakta olmanın dezavantajıyla altı ay içinde batmıştı. İşyeri sahibi müşteri gelmediğinden yakınıyordu. İnsanlar artık ayak üstü atıştırmalara bile zor vakit ayırıyorlardı, kaldı ki yemeğe ayrılacak bir kaç saatin bile değeri çok fazlaydı günümüzde. ''Masa ve sandalyeler yepyeni'' diye devam etti lokantacı. İsterlerse çayocağını da alabilirlerdi. Perdeleri de lokantacının karısı kendi elleriyle dikmişti. Ölçülerini onların kafe için değiştirebileceklerini de söyleyince lazım olan tüm malzemeleri pazarlık yapmadan almaya karar verdiler. Zaten adam iflas etmiş ve fazlaca zarara uğramıştı. Ali İhsan miktarı biraz düşürmek için ağzını açtıysa da Zerrin'in yumuşak kalbi bu pazarlık konusunu kapattırdı.

     Ertesi günün pazar oluşu çok iyiydi onlar için. Ali İhsan çoktan küçük bir kamyonet tutup lokantadan eşyaları alıp kafeye getirmişti bile. Zerrin Kafeye geldiğinde bütün masa ve sandalyeleri elleriyle okşadı ve gülümseyerek bir tanesine oturdu.

''Bakar mısınız garson bey'' dedi Ali İhsan'a

''Buyrun efendim!...Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz...Arzunuz?'' diye cevap verdi Ali İhsan

''Bir fincan kappiçinooo... hemen!''

''Hay hayyy! dedi Ali İhsan ve elinde boş bir fincanla geri döndü.

Zerrin fincanı alıp dudağına götüreceği sırada dudaklarına değen parlak taşlı yüzüğü ağzına almadan son anda farketti.

Zerrin'in ellerini avuçlarının içine alan Ali İhsan bu yağmurla gelen sevgiliye elindeki alyansı parmağına takarken soruyordu...

''Zerrin...Benimle evlenir misin?''

.../...

5 yorum:

  1. Alooooooooooo! Sesim gelüğr mü?

    YanıtlaSil
  2. Çok güzeldi. Yüzümde hoş bir tebessümle ayrılıyorum blogonuzdan. Ellerinize sağlık....

    YanıtlaSil
  3. Kitap çıkaran insanlardan bir sürüsü bu işe amatörce başlamıştır. Birikimler yazdıkça oluşur, oluştukça yazılır. Bu böyle sürüp gider. Yazdıkça yazasın gelir, yazasın geldikçe yazarsın. Diğer şeyler(yazım kuralları, bazı bilgiler vb.)arkadan gelir.
    Çok güzel.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Vaaaay sonu iyi olmuş:)
    İyiden iyiye alıştım ben buna...
    Ama karakterleri göresim geldi ya:)
    Bak valla merak ediyor insan:)

    YanıtlaSil
  5. Anam bacım yeter gağri...Bi "he" desen gözün mü çıkar?

    YanıtlaSil