.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

21 Ocak 2010 Perşembe

NERDEN NEREYE (NEWBAHARCA)


       

        Çocukluğumda...
        Çocukluğumda diye başlarken, geçen yıllara sitemkar bir his duyuyorum. Yada ''biz çocukken'' diye başlayan cümlelerde saklanan tazeliğini koruyan anılara acılı bir özlem.
         Ya! evet... Çocukluğumun geçtiği küçücük Ege kasabasında birbirini tanıyan, seven, sayan çok saygıdeğer öğretmenler vardı. Annem ve babamdan dolayı hepsini bilir, okul öncesinde teyze, amca dediklerime, okul zamanı geldiğinde ''öğretmenim'' demek ilk zamanlar zor gelirdi. Sonraları anne ve babasına bile ''öğretmenim'' demeye alışıyor insan!!..
           Ne garip! aslında yazmak istediklerim bunlar değildi. Tamda bu karne gününde kendi okul yıllarımın karne heyecanı aklıma geliyor. Anne ve babamın bir hafta öncesinden başlayan karne yazma telaşı...
            İlkokul birinci sınıfta (1982) aldığım karne başkaydı. Daha sonra ki yıllarda değişti karnelerimiz ve mezun olana kadar hep aynı kaldı. Sonraları yine değişti elbet ama onlara bizden sonraki nesil sahip oldu.
Keşke yazıcım çalışsaydı da o karnelerimi size gösterebilseydim.
Asil bir duruşu vardı karnelerin, her satırı dolmakalem mürekkebi ile özenle doldurulmuş, öğretmenin adı ve imzası bile gerçek el yazısı olan karnelerdi.
            Dışarda yağan lapa lapa karla, okul çıkışında öğretmenlerimizin elinde karneleri görünce etrafını sarardık. Merakla sorardık ''öğretmenim bakayım bi kereee!''...
Mustafa öğretmenim bomboş karneleri bize gösterir ''daha yazmadım çocuklar'' derdi.
Anne ve babamın öğrencileri ise peşimden ayrılmazdı. ''Gızzz! Newbahar akşam Ali Ürtmen karne yazaken, biyo benimkine de bakıvesene''
''Olur, bakarım'' derdim. Bakmazdım elbet, bakmaya çalışsamda babam göstermezdi sanırım.  Kendi karnemi bilmediğim gibi, kimsenin karnesini de bilmezdim.
              Babam, Pelikan siyah mürekkebi kitaplıktan bulur gelir, dolmakalemini doldururdu. Annemin dolmakalemini de doldurmayı ihmal etmezdi. İki adet sehba karşılıklı odanın en geniş yerine oturtulur, karneler yazılmak için sırasını beklerdi.
Babam, bağdaş kurarak otururdu. Bi dizinin üzerine koyduğu not defteri kendi el yazısı rakamlarla doluydu. Sadece 5'e kadar olan rakamlar...
İlk olarak ön kapakta yer alan öğrenci isimlerini doldururlardı. Her öğrenci bizim için muhabbet konusu olurdu o akşam. Tek tek yapılan öğrenci analizleri...
             Bazen annem babama yardım ederdi. O okurdu, babam yazardı. Çok güzel yazısı vardı babamın ve yıldızı andıran imzası...
Her karne çok asildi ve aslında çok değerliydi o zamanlar...
Yarı yıl tatilinde bile özenle saklardık. Üzerine titrerdik kirlenmesin diye. Üzerinde ki notlara bir su damlası dahi değse, dağılan mürekkep mahvederdi karneyi.
               Bugün çocuklar karne alıyor. Karne...
O kağıt parçasına,  fotokopi dahi olmayan sadece bilgisayardan çıkma kağıt parçası diyesi geliyor Newbaharın...
Artık, kimse kimsenin notlarını merak etmiyor. E-okul denilen sistemden öğreniliyor notlar, e-okul, e- öğrenci, e-öğretmen, e-veli bilgilendirme...
Eeeeeeee!! yeter be!!!...
Karnenin cılkı çıktı desem çok mu yanlış olur yada çok mu haksızlık ederim onları yazıcıdan emek emek çıkaran okul görevlisine...
                Ne öğretmenlerde karne telaşı, ne öğrencilerde karne sevinci...
                Bizi böyle ruhsuz hale sokan yalnızca teknoloji mi?...
              
               Başta anne ve babamın, sonrasında tüm saygıdeğer öğretmenlerimin ellerinden hürmetle öpüyorum.

Haydi bakalım Newbahar, senin iki haftalık yoğun mesain başlıyor. Bu tembel günlerini çoook arayacaksın, çok!!...

                                                                                                    muhabbetle..


               

17 yorum:

  1. Geçmişteki karneyi ve karne heyecenını bizim bilmediğimiz perde arkası yönlerini de bir öğretmen kızı olarak yaşamanız vesilesiyle bizimle paylaşan kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    Evet, bizim zamanımızda ki okul hayatı herşeyiyle çok güzeldi be Newbahar. Belki şimdiki okul hayatı da, günümüz çocuklarına çok güzel geliyordur. Çünkü onların geçmişteki okul hayatını görmedikleri için, ama bizler geçmişteki okul hayatını yaşadığımız, günümüzdeki okul hayatından da haberdar olduğumuz için bu iki okul hayatını kıyaslayarak aradaki farkı görebiliyoruz. Günümüz öğrencileri de gelecekteki günlerin getirdiği okul hayatı ile kendi zamanlarındaki okul hayatını kıyaslayabileceklerdir.

    Herşey gönlünüzce olsun. Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  2. Sisli dağların perisi,ne güzel anlatmışsın o güzel heyecanı,pek karne sevinci yaşayamamış biri olarak,evet o emek verilen karnelerin keyfini bu günle ölçmek mümkünmü?

    Her şeyin keyfi kaçtı artık,anılarla yaşamak bizlere nasip oluyorda,ya yeni nesil neyle avunacak acaba merak ediyorum.

    Küçük delikanlıların karne seviçlerini kutluyorum biliyorum'ki başarılılar,onlara güzel bir tatil dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden,sevgilerimi iletin lütfen.

    Selamlar sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Canım,önce yavrularının başarılarından ötürü hem sizi hem de onları tebrik ederim. 15 gün fazla mesainde hayırlı uğurlu olsun:-)
    Ayrıca, sen, ben bile bayramda, yılbaşında nasıl kartvizit atmayı unuttuysak, okulların karnelerinin bilgisayar çıktısı olmasına şaşmıyorum doğrusu. Tembelleştik iyice, bu da onun aynada yansıması galiba.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Nevbahar, hey gidi günler deyişimiz boşuna mı? ne güzel anlatmışsın hani tüfeğin icadına bağlıyorlar ya mertliğin bozulmasını şimdi de elektronik gelişim bozdu bütün bu duygu yoğunluğunu.Gerçekten ruhumuz ölüyor bu elektrınik gelişimde bir şeyler hızlanırken bir şeyler yok oluyor ne yazık ki,tüm öğretenlere öğrenenlere sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. karne beklemek
    o zaman çocuktuk alacağımız karneyi bekliyorduk
    şimdi büyüdük yine alacağımız karneyi bekliyoruz
    kalemine sağlık arkadaşım

    YanıtlaSil
  6. :))Gel bendeki karneleri gör,üstüne birsürü etiket yapıştırdım.Gülen suratlar,kalpler:))
    Anasınıfı karneme çok gülerim.Herşey artı,kıskançlık eksi:)))
    Şükür bitti,tembellik sırası artık bendeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee

    YanıtlaSil
  7. Canım kardeşim nasıl duygulanarak okudum bir bilsen.O günler bir bir gözümün önünden geçti.İlkokul öğretmenlerimizin karne yazma işi gerçekten sanatsaldı.Biz branş öğretmenleri idarecilerle sınıf öğretmenliğini yaptığımız sınıfların karnelerini çarşaf yaptığımız not fişlerinden karneye geçirirdik.Şimdi düşünüyorum da yorucu ve telaşlı olduğum o günleri.Özleniyormuş işte.e okul denilen sistem çoğu yerde çöktü yavrular karne alamadı bugün.Hangisi iyi idi?..
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  8. Karneler, her biri durur dolabımın gözünde ve her biri taşır geçmişin izlerini düşüncelerime... Yazın aldı götürdü beni geçmişe... Ellerin yüreğin dert görmesin Newbahar'ım... Sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. Ziyaretinize ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan o güzel yorumlarınıza çok teşekkür ederim. Kapalıkapılara blogcu'dan girdim yorumlar yazdım ama, herhalde onun bloğuna bakmaya bile vakti yok herhalde, artık buradan sizinle selam söyliyeceğim, iltirseniz sevinirim.

    YanıtlaSil
  10. Çok şükür benim karnelerim el yazısı ile yazılmıştı. En azından eee li dönemleri görmedim. Ne kadar merak ederdik notlarımızı, heyecan vardı bir kere. Ama görüyorum ki bunlar geride kalmak üzere:s

    Bu arada, artık blogcuda yazmıyorsunuz sanırım, pek o taraflara uğramıyorsunuz da..:p
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  11. Hayırlı olsun karneleriniz:)
    O sevimsiz 'kağıt parçasını' ilk gördüğümde çok şaşırmıştım..Böyle karne mi olur diye. Ama 'e-veli bilgilendirme' olayı bana kalırsa çok yerinde bir uygulama. En azından bazı çocukların karnelerindeki notlarla oynamalarını ve aslında bazılarının kendi eğitimlerini engellemelerini engellermiş gibi geliyor...

    Bu arada yapması zorunlu yığınla işi varken tembelliğin ağına düşmüş biri olarak ben,
    sizi çok iyi anlıyorum. Allah kolaylıklar versin:)

    YanıtlaSil
  12. Newbaharcığım çok uzaklara gittim.Karneler yazılırken yüreğim hoop ederdi.Bir de kırmızı mürekkepler de vardı.Yzı başlıklarını kırmızı mürekkeple yazardık.Dolmakalemi her zaman çok sevmişimdir.

    Sevgilerle..

    YanıtlaSil
  13. 14ünde 45e girdim ve sanırım yaşımın bu noktaya gelmesinden olsa gerek, çocukluğum ve ilkokul yıllarım aynı sizin gibi düşücelerle ve hoş bir özlemle hafızamda beliriyor bazen.

    YanıtlaSil
  14. ahh ne güzeldi o çocukluk günleri o karne heyecanları inanın ben etrafımdaki çocuklarda o heyecanı göremez oldum.o çocukken hayatın yükü omuzlarındaymışcasına karneyi alıpta bir ohh çekilen günler sanki çok gerilerde kaldı ki ögretmenlerimize saygılarımı sevgilerimi sizede sevgi damlalarımı bırakıyorum

    YanıtlaSil
  15. İsimsiz yorum bırakan arkadaşım,
    Blogcuda okumak istediğim arkadaşlar yok artık, panelde görünenlerde çok basit bloglar. Arada bakıp çıkıyorum ama yazmıyorum. Zaten yazsam bile panelde görünmediği için kimse okumuyor.

    YanıtlaSil
  16. İsimsizzzz değilim beenn, ... nokta ile yorum yapan kişi bendim, tıklayınca üzerini tedirginruhcikolatacisi'nin bloğu çıkıyor. Ancak blogspotta acemi olduğum için becerememişim isim kısmını:s

    YanıtlaSil
  17. Sevgili Newbahar,'82 yılında ilkokul başlarında olduğuna göre bizim mesleğe başladığımız yıllarda ('76)doğmuş olduğun anlaşılıyor.Bizi özetlemişsin gibi geldi okurken.Eşim ve bendenizin hayatını.Çocuklarımızı.Kendimi okudum sanki.Ellerine sağlık.
    Sevgi ve özlemle okuyorum yazılarını.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil