.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE&HER TÜRK ASKER DOĞAR

14 Ocak 2010 Perşembe

YORGUN GÖNÜLLER


Çocuk...
İte kaka götürmekte üç tekerli arabayı,
Dalgalı, ensesine değen saçları.
Rengini kaybetmiş kirden,
Arada bir kaşınmakta bitten.
Yavaş yavaş ilerlemekte velet
Daha çok eşilecek çöp var elbet.
Beyler, hanımlar artıklarını dökecekler
Bulursa kağıt, naylon ve tenekeler
Kendini şanslı sayacak çocuk
Az ötede ki çöpe doğru sürecek yolculuk.


Çocuk...
Dımdızlak saçları kara teninde kapkara görünmekte,
Elinde kaçak sigara paketleri, köşe başında nöbette.
Efkarı sigara dumanından değil elbet
Alan olmazsa döndüğünde sopayı yiyecek velet.
Karşı kaldırımda uğursuz bir adam ayakta
Gözhapsinde sigaralar, alan oldukça keyfi artmakta.
Belli ki çocuk adamın kazanç kapısı
Belki efendisi, belki de babası!!!


Çocuk...
Ak ellerine, boyalar yakılmış,
Boya sandığı kendinden ağır, sırtına sarınmış.
Cila kokusuna karışmakta, ayakların tiksinç kokuları
Bir boya kokusuna, birde buna alışık burunları.
Takıdık...takıdık eşlik eder...
Sandığına fırçasıyla vurduğu darbeler.
''Ne verirsen abi!'' derken dilleri,
Utangaç yere düşer, o masmavi gözleri.


Bizim çocuklarımız gibi çocuklar
Olmaları gereken yer okul, değil kaldırımlar.


Yorgun gönüllü çocuk, çalış, çalış ha gayret!
Sen daha çok beklersin, insanlardan merhamet.




...............................newbahar....

12 yorum:

  1. Ziyaretinize çok teşekkür ederim.Güzel duygular karşılıklı,blogunu sevdim,önünde saygı ile eğiliyorum.Gönlüm gönlüne yakın duruyor.Sevgilerrrr.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Newbahar, çocuk bakışını ve dolayısıyla çocukluğunu kaybetmiş çocuklarla, bir dönem çocuk suçlarını içeren davaları aldığım sırada birarada bulunma imkanı buldum. Ama bu gözlem bana o kadar acı ve ağır geldi ki !Hiç biri suçlu doğmuyor, her birinin elinden çocuklukları kanırtılarak alınıyor. Karşılaştıkları hal ve vaziyetler onları çok seçenekli yollara itiyor.Yarınlarımızı oluşturacak değerlerin bir kısmı sokaklarda yok olup giderken bir kısmı da yarın için tehlike oluşturacak kimlik haline dönüşmekte.

    YanıtlaSil
  3. Çocuk kavramınnı yüreğinle şiirleştirmişsin... Müziksiz... Ama müzik gibi tıpkı...

    Sahi sen neden müzik koymuyorsun?

    Selamlar...

    YanıtlaSil
  4. evet çocuklarımız acımasızca kullanan anne babalara oldukca kızıyorum bu çocuklar duygu sömürme aracı olmamalı çocuk cocuk gibi büyümeli o çocukluğunu her çocuk gibi yaşamalı.hayatın yükünü çocukların üzerine yükleyen annelere babalara kızıyorum bu düzen bu şekilde olmamalı yakında izlediğimiz dayak yiyen mendil satan çocugu düşününce nerede o aile nerede bunlar diyorum bakamıyorsan yapmayın kardeşim bu çocukları kıyamıyorum isyan ediyorum onlar daha çocuk.
    canım sevgidamlalarımla onları sarmak isterdim sevgi lerrr

    YanıtlaSil
  5. Efendim, Merhabalar. Şiirde anlattığınız çocuk örneklerini caddelerimizde görmekle birlikte, çocuklarımızın kullanıldığı daha birçok alanlardan da bahsedilebilir. Tabi burada önemli olan onların pazarlandığı alanların çeşidinden çok pazarlanması olayıdır. Bu gün haberlerde izledim. Hem erken doğum yapmış hem de solunum yetmezliği olan yeni doğmuş bir kız çocuğunu (göbek kordonu daha bağlı) çöp konteynirine atmışlar. Çöp dökmek isteyen bir vatandaş çocuğun inlemelerini duyarak fark edip ilgililere haber veriyor. Al bakalım! buna ne diyeceğiz?

    Ben daha fala bir şey söylemeden, güzel bir konuya değindiğiniz o içimizi burkan, parçalayan duygu yüklü dizeleri yazarak bizimle paylaşan kaleminize ve yüreğinize saygılar sunarım.

    Allah'a emanet olun sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Newbahar, şiirin beni ağlattı zaten gözlerim ne zaman görse gerçekleri, dokunsa yüreğim acıya sağnak gibi dökülüyor yaşlar göz pınarlarımdan sonra durduramıyorum, durmuyor.
    Şiirin bana bir çok çocuğumuzun çektiği sıkıntıları hatırlatsa da son günlerdeki bir haberi yeniden hatırlattı. Annesi babası tarafından satılan, sokaklarda mendil sattırılan ve akıl almaz işkenceler sonunda hastanelik olan minik Bedrettin ve işin en acı yanı böyle daha kıyıda köşede acılara maruz kalan nice Bedrettinler var.
    Ne zaman yüreğini kullanan insanlar olacağız, ne zaman duyarlı olup sahip çıkacağız? Televizyon karşısından ah vah demekle olmuyor, sokağa çıktığımızda bir eli tutup yardım etmedikten sonra bir anlam ifade etmiyor ahlar vahlar.
    Diyecek çok şey varda diyemiyorum, yazamıyorum.
    Sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  7. Hayata sille yiyerek başlıyorlar belki ama ben aralarında hayata yenilene istisna diyecek kadar tanık oldum.
    Ne güzel şiirleştirmişsin güzel gönüllüm...

    YanıtlaSil
  8. Efendim, merhabalar: Yazılarımızdan bahsederken ben hep bir hata yapıyorum ; "güzel bir konuya değinmişiniz" vs. gibi... Aslında yazıda bahsedilen olayın mahiyetine göre bir niteleme sıfatı kullanmamız gerekirken, seçilen konunun önemini vurgulamak için her konuyu "güzel" olarak değerlendiriyorum. Oysa, bahsi geçen olay güzel bir olay olmayıp, üzücü bir olay ve üzülmemiz gereken bir konu ve ondan bahsederken de "güzel bir konuya değinmişiniz" diyoruz. Bence orada güzel bir konuya değinmişiniz yerine, içimizi acıtan, acı gerçekler vs. gibi başka ifadeler kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

    Görüşmek üzere.

    YanıtlaSil
  9. Birkaç gün önce olan olayı henüz tazeyken bu satırları okumak o olayı anımsattı bana, daha 5 yaşındayken neler yaşadı o zavallı...böyle kaç yüz çocuk var...bizler rahat evlerimizde oturabiliyoruz ve elimizden bir şey gelmemesi çok yazık...bu arada video harika
    eline sağlık newbahar'ım

    YanıtlaSil
  10. HAYAT ACIMASIZ .HARİKASIN CANIM YÜREĞİNE SAĞLIK SEVGİLER SELAMLAR(müzik te cuk oturmuş)

    YanıtlaSil
  11. Ne yazık ki insanlar vicdanlarını susturmayı marifet saydıkça, o çocukların küçücük bedenleri ve kocaman gönülleri yorulmaya devam edecek..
    Umutsuz sözler etmekten hoşlanmıyorum aslında ama,böylesine çarpıcı biçimde gerçeği yansıtan şiirini okuyunca başka bir şey yazamıyor insan.
    Sevgilerle.

    YanıtlaSil
  12. Ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil